20 Haziran 2007

Belen tarlada yankılanan isim: Menduf

İKİ MEMDUH
....
1963 - 1978
Anam Çatalbaş’tan gelin gelir.
Öyle uzaktır ki!. (Gurbete giden bilir)
Arada ki köy vardır.
Köyü burnunda tüter.
Çocuk sahibi olmadan da ana evine gitmek yoktur.
Adet öyledir.Kucağına alacaksın çocuğu öyle gideceksin ana evine.
Hem de en az bir hafta.
Davet götürecekler.
Çağın imkanlarına göre, hediye ile döneceksin.
Ya arkana bir al at takacaklar.Ya bir inek.ya da düve.
Hiç değilse bir kuzu
Anam kuzusu Memduh’la yola çıkar.
Memduh koç gibidir..
Kucağında oğlanla, gelin olup çıktığı köye dönüyor.
Ondan bahtiyar kim ola ki?..
Ancak çocuk, hastalanır.
Ve ölür..
Kazarlar mezarı, gelin Gürcü’nün yavrusunu vermek için.
Küçükhırka’ya haber getirirler..
“Çocuğunuz öldü.Gelin gelininizi alın.”
Yıllar yılı beklenen ve üzerine titrenen çocuk ölmüştür.
Çıkarlar yola..
Alıp gelirler gelinlerini.
Ancak anam, bir daha o köye dönmemeye ah eder.
Saniye bibim derki; “ Bir daha o tarafa mı ?...” der ve o tarafa dönüp bakmazdı.(19 Mayıs 2007)
Sonra ..
Ramazan, nazik..Zebik(Zeynep)Necati. Şahin ..Nazife’ye verir sevgisini.
Bu defa oturur tepenin başına..
Çatalbaş’ta yağmur duasına çıkılan tepedeki görülen tek ağaca bakar bakar iç geçirirdi.
Anam, kardeşlerim orada diye..
Daha sonra ise ilk torununun ismini, yine Mehduh kor
. Ve O’da, 17-18’ne değdiğinde vefat eder.
Saniye bibim derki;
“Belen tarla’da ırgatlık ederken..
Birisi.
Menduh...
Mennduh..
Menduh..
“ diye çağırır. Gürcü bacım Çatalbaş’a bıraktığı ilk oğlunu hatırlar.
. Gürcü bacım bakar ki Büyük hırkalı , başka birisi oğluna çağırıyor. Çok hoşuna gider
.
Gelir eve.
İlk gelini hamiledir.Çocuk karnında.
“Eğer erkek olur ise bu çocuğun adı.Memduh olacak..
Adam, Menduh, Menhduh diye çağırırken çok hoşuma gitti.
İlla ismi Menduh olacak” der.
Ve doğan çocuğu Menduh kor..
Ama..
Yıllar sonra..
Memduh büyür.
Sanat sahibi olsun, iş güç öğrensin diye Ankara –Siteler’in yolunu tutar.Siteler’de tam üç yıl sanat öğrenir..
Emine Halasının yanında kalır. Halası çocuklarından ayırmaz..
Fakat..
Tam usta olacakken, hastalanır..
Saniye bibim anlatıyor:
“Menşur, Ankara’ya gitmişti.
Orada görmüş. Üstünde bir çarşaf örtülü yatıyormuş. Geldi, gördüklerini anlatıp ’Menduf çok hasta’ dedi.
Sadık ağam gidip hemen getirdi, Çoruma götürdük..
Anan ile gidip çocuğu Çorum’a yatırdık, geldik.
Başında gelin, mendufun anası duruyordu.
Sonra baban, anan birlikte gittik.
Baban elbise almıştı.
Dışardan gösterip “şu pencere” dedi.
Girdik içeri..
Biz içerigirdiğikmizde;
Menduf, anasına dayanmış, koridorda yürüyor..
Elbiseyi verdik.
Hastaneden çıkıp gelirken..
Yattığı yerden elimizi öptü, bizde onun yüzlerinden öptük.Dedesi ile kucaklaştılar.
Tekrar geliriz diye çıktık köye geldik.
Ertesi gün gidecektik..
Harman zamanı..
‘Bu gün sap getirelim yarın gideriz’ dediler.
Belen tarlaya sapa gitmişlerdi.
Gözler yolda, cenaze gelir diye bakıyorlar.
Sabire, sapın üstünde. Sadık ağam, ‘ Bak bakalım gelen giden araba var mı? “diyor.
Sabire, “ Yok” diyor. Ama bakıyor ki yamaç tarladan bir araba geliyor.
Onlar harmana çıkıyorlar ki cenazede geliyor, Salih ağamın kapıya..
Bizim evde o gün Sayit teybi açmış türkü dinliyor.
Menşur, gelip dedi ki; Harmana cınganler gelmiş. Gardaşların doğşüyo. .
Şuradan sessizce bir get de bak, niye doğşuyorlar’dedi.
Bende ‘Ne cınganı?..Niye doğşuyorlar ki?’dedim.
Meğer cenazenin geldiğini menşur gormüş.Bana , öylesine söylemiş.
Gittim ki cenaze gelmiş.
Salif ağmın kapıda.

Hızla taputu kaldırıp baktım ki, Memduf’un boğazında kolyesi ile... Menduf, çoktan ölmüş..

Biz gitse idik, cenazeyi biz getirecektik.Ama gidemedik eller getirdi..”

Belen tarlada konan isim.

Bir oruç günü, yaz sıcağında ramazan ayında yine

Hıra dağının eteklerindeki “Belen tarla”da Menduf, ismi anılarak, baki aleme yolcu edilir..

Daha önce anamla Nuriye ebebin başına çam dikmiş, Zebik bacımın başına da bir sarı gül dikmiştim.
Sarı gül, bakımsızlıktan normal hale gelmiş.Anamla ebemin başındaki çam büyümüş.Bu yıl,dedem,ebem,Anşa bibim ve zebik bacım ile birlikte Hem memduh'a hemde Babamın başına birer çam diktim.Bu arada köyümüze emenet edilen Gürbüz öğretmenin körpe yavrusunu unutmayarak onun başınada bir çam fidanı diktim.
Allah rahmeti ile yargılasın.Kabirlerini cennet bahçesi, makamlarını cennet eylesin.

Hiç yorum yok: