








Motorlu vasıta olmadığı dönemde Hıralılar ve diğer köylüler buradaki yoldan Alaca'ya ulaşırdı.
Alacaya giderken solumuzda kalan mezarlığa Muhacir mahallesi yada küçük söğütözünde oturanlar defnedilirdi.
Kocaman mezar taşları vardı
Orta okulda okurken oturduğumuz ev, mezarlığa çok uzaktı.
kervan geçmez kuş konmaz yoldn gece gitmek her babayiğidin işi değildi.
Yatankavaktan aynı aileden Yusf ve Rasim arkadaşlarımızda. Yusufun ağbiisnin oğlu Rasim, bacaktan özürlü idi
bazıları onu deneke için mezardan korkup kormadığını sorgularlar. Ozda korkmayacağını söylerdi. bunu ispatlamak üzere Rasim'e " al şu gravatı, git mezar taşına bağla. Bakacağız. Eğer bağlarsan bu gravat senin olavcak "diye iddiya girerlerdi.
Rasim de o karanlık gecede gider bağlardı.
Tabi kimsede peşinden gidip de kontrol etmezdi Ama sen gitmedin deyince kızar giderken yaşadıklarını bir bir anlatarak , doğru söylediğini ispatlamaya çalışırdı.
Rasim doğru idi. İdiacılar korkar girtmezdi, Rasim (Kaplan) giderdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder