







Kırk göz, Perçem, Yatankavak ve değirmen dere köylerinin suyunu Seyit Hüseyingazi türbesini ve medresesini selamlayarak yeşil ırmağa taşıyan çay üzerindeki köprü tahta idi.
,
Zamanında büyük bir sel olmuş, gerek bu çay gerekse Yozgat yolundaki Alaca çayı taşarak şehre büyük hasar vermiş Onun üzerine de hetr iki kesime set yapmışlar.
Motorlu vasıta henüz çalışmadığı dönemde ki Bizim zamanımızda Alaca, set ötesinde idi. Set'ten sonra köprüye kadar Evler yoktu .
Köprüden sonrada solda kalan az sayıda ki evlere "Küçük söğütözü " ya da Muhacir Mahallesi deniyordu. Sonradan Özhan'ın parçası olmuş.
Alaca ile bizim köy arası yaya tam
İnsanlar köylerinden nasıl bir ayarla çıkarlar ise tam bu köprüye gelince güneş doğardı.
Yatankavak tepesinde Alaca'dan yükselen sabah ezanını dinler, köprüde sabah güneşinin Hüseyinova'ya doğuşuna şahit olurduk.
Köylüler Cuma günü kurulan Alaca pazarından ihtiyaçlarını gidermek üzere katar katar at, katır, eşeklerle..
Ya da öküz kağnıları ile buradaki tahta köprüden geçerlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder