04 Ağustos 2016

Necati Çavdar, Söğüt özü köprüsünde



 Kırk göz, Perçem, Yatankavak ve değirmen dere köylerinin suyunu  Seyit Hüseyingazi  türbesini ve medresesini selamlayarak  yeşil ırmağa taşıyan çay üzerindeki köprü tahta idi.
,
Zamanında büyük bir sel olmuş, gerek bu çay gerekse Yozgat yolundaki Alaca çayı taşarak şehre büyük hasar vermiş Onun üzerine de hetr iki kesime set  yapmışlar.

Motorlu vasıta henüz çalışmadığı dönemde ki Bizim zamanımızda  Alaca, set ötesinde idi.  Set'ten sonra köprüye kadar  Evler yoktu .
Köprüden sonrada  solda kalan az sayıda ki evlere "Küçük söğütözü " ya da Muhacir Mahallesi deniyordu. Sonradan Özhan'ın parçası olmuş.
Alaca ile bizim köy arası  yaya tam
İnsanlar köylerinden nasıl bir ayarla çıkarlar ise   tam bu köprüye gelince  güneş doğardı.
Yatankavak tepesinde  Alaca'dan yükselen sabah ezanını dinler, köprüde sabah güneşinin Hüseyinova'ya doğuşuna şahit olurduk.
Köylüler Cuma günü kurulan Alaca pazarından ihtiyaçlarını  gidermek üzere katar katar at, katır, eşeklerle..
 Ya da öküz  kağnıları ile  buradaki tahta köprüden  geçerlerdi.





Hiç yorum yok: